Sırt çantalarıyla Avustralya’yı dolaşan Hanna ve Liv, paraları bitince taşrada bulunan bir bar olan The Royal Hotel’de işe girer. Bar her gün onlarca erkekle dolup taşmaktadır. Barın sürekli sarhoş olan sahibi, konukları çizgiyi aşıp ileri gittiğinde onları uzaklaştırmaktadır. Liv bu durumu görmezden gelmeye çalışırken Hanna oldukça endişelidir. Çok geçmeden iki arkadaş kendilerini hızla kontrollerinden çıkan sinir bozucu bir durumun içinde bulurlar.